Yürüyüş turu broşüründeki ilk durağımız, çok güzel bir parktı. Düzen-tertip bol kontrol sinyaliyle sağlanıyor. Bu park ve sonraki tapınak konusunda ikinci bir post daha yapacağım.
Kowloon walled city, hani şu seksenli yıllar karanlık karate filmlerinde geçen uyuşturuculu, mafyalı ve izbe Hong Kong mekanı-ymış. -mış, çünkü doksanların başında dümdüz edip park yapmışlar. Eski havaalanının yakınındaki bu 40000+ nüfuslu mahalle, en ortasındaki tarihi yönetim binası haricinde yıkılmış ve güzel bir park olmuş. Fikir vermesi açısından maketi yandadır. Anlayacağınız, insanlar konteyner ebatlı evlerde yaşayıp çalışıyorlarmış. Pardon, mübağla oldu, konteynerdan ufak bunlar...
Geçen geldiğimde bağrından geçtiğim ama çok fazla ilgilenmediğim sahte saat ve çanta işine kardeşim sayesinde bulaştım bu sefer. Bir ara, anlayamadığımız bir anons oldu ve kız elindeki çantalarla kayboldu. Sonrasında, bizi peşine takıp pazarın arkasındaki koridordan bir lokantaya götürüp lokantanın da arka odasına soktu. Kardeşim, gösterilen LV çantalardan birinin çok uyduruk, diğerinin pahalı olduğunu söyledi. Kendisi için de uygun bir çanta bulamadı. Kırkbeş dakikalık uğraş boşunaymış anlayacağınız. Bu arada, saat de baktık bir miktar… Kardeşim, sipariş edilen saatten de bulamadı. Neyse, güzel bir macera oldu. Saat fiyatları: Plastik renkli saatler 3TL; markalı, mekanizmalı (otomatik) veya quartz saatler 60TL. Deri kayışlı olanlarda hep 'Genuine Leather' ibaresi de var. Marka kadar gerçek.
Günün bilançosu: Bir Cartier saatim oldu. Yerseniz. İyi LV taklidi pahalı. Çanta alacaksanız da kasmayın, gidin en kral deri olanından alın bir Türk dükkanından.
Günün yemeklerini, Kowloon Walled City yakınlarındaki bir Kamboçya lokantasında ve Yau Ma Tei'deki bir Vietnam lokantasında yedik. Yenilebilirlik oranı yüksekti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder