Google’da arayıp bu blog’a kadar geldiyseniz,
Hospitalier Şövalyeleri’ni, ve Malta turizminin belkemiği Osmanlı’nın başarısız
Malta kuşatmasını okumuşsunuzdur. Okumadıysanız tıklayıp okuyun, Internet’de bir kopya da ben yazmamış olayım.
Başka yer için yapmazdım ama burada müze veya kilise gezmeyeni ayıplamayacağım. Parasıyla girilen tarihi yerlerde klima yok, hava sıcak. Çok fazla tarihi eser de yok. Bunun iki temel nedeni var:
- Çeşit çeşit insanın geçip gittiği bu yerlere gelen, yerine geldiğinin eserlerini büyük ölçüde yok etmiş, dönüştürmemiş bile. Bu nedenle kalan şeyler 1560 sonrasının şeyleridir diyebiliriz. Roma döneminden birşey kalmamış olmasını boşverdim, burada bir dönem Mağripliler hüküm sürmüş ama 20. yüzyıl öncesi cami yok bildiğim kadarıyla.
- Mısır’a giderken Afyon yerine Malta’da mola verip adayı alan Napolyon’un birçok değerli şeyi alıp Fransa’ya götürmüş olması. İki yıldan kısa bir süre şövalye tarikatına giren Caravaggio’nun birkaç parça tablosu dışında ünlü bir eser yok, birkaç istisna dışında estetik anlayışıma uygun eser yok.
Malta tarihinin ikinci anlatılan şeysi, 2. Dünya Savaşı. Kıvrak diplomasiyle dışarıdan seyrettiğimiz bu savaş konusunda empati kuramıyorum, o devirden kalıp sergilenenleri de takdir edemedim. İlgiliyseniz takdir edersiniz diyip konuyu kapatıyorum.
%98’i katolik Malta’nın üçüncü anılan tarihi anı, Papa 2. Jean Paul’ün adayı ziyareti. Gittiğimiz iki kilisede zemin mermerine kocaman kazılı olarak görme fırsatımız oldu. Kiliseler tarz olarak birbirinden çok farklı değil, ancak bir yortu olduğunda farklı birşeyler görme imkanı olabiliyor. Bunu İspanya-İtalya görmemiş biri olarak yazıyorum, belki orada daha şatafatlı kutlamalar oluyordur.
Son bir pazarlanası konu ise Malta’nın işgücü fiyatı-erişilebilirlik-doğa ağırlıklı toplamında iyi bir yerde olması nedeniyle birçok filmin çekimine ev sahipliği yapmış olması. Başrole Robin Williams’ı aldığı halde IMDB puanı 5.x seviyesinde çakılıp kalmış
Temel Reis filminin seti aşırı reklamı yapılan bir park. Gitmedim görmedim. Öte yandan, Gladyatör ve Game of Thrones’da kendine yer edinmiş Azure Window’u görmek için Game of Thrones hayranı olmaya gerek yok.
Sokakları dar bir ülke burası. 24 veya 28 mm zoom yapabilen bir makine ile gelin, bizim gördüğümüz tipler gibi tele objektiflerle aptal aptal gezinmeyin. Öte yandan, hepsi bir örnek gibi sarı-beyaz taştan yapılma binalar ışığı çok yansıtıyor, yarısı gölge yarısı güneş yerlerde düzgün birşeyler denk getirmek imkansız. Gelmeden paraya kıyın iyisinden bir polarize filtre alın. Sanatsal çalışmak istiyorsanız kapı ve kapı numaraları objektifiniz için birer hedef olabilir zira Malta'da kapı ve kapı önündeki bina veya aile ismini taşıyan tabelalar hepsi aynı renk taştan ibaret binaları ayıran şeyler, denir ki geçmişte okuma-yazma bilmeyen gemi tayfaları gidecekleri yeri renkli-şekilli kapısından ayırt ederlermiş. Günümüzde beton-laşmamış ama taş-laşmış Malta adasında binaları birbirinden ayıran, gördüğümüz dünyaya renk katan şeyler kapılar.
Malta'dan alınabilecek şeyler kısıtlı. Tahmin ettiğiniz üzere bir Made in China meselesi var, malta haçı temalı şeyler de ülkemizde bir yere kadar beğenilecek şeyler. Güzelinden, Trabzon işine benzer telkari gümüş var, adada mı yapılıyor yoksa Trabzon'da fason mu yaptırıyorlar bilmiyorum. Gıda maddeleri konusunda
çok dikkatli olun, zira almak istediğiniz şeyden çok başka bir şeyi anlamsız bir fiyata alıyor olabilirsiniz:
- Malta şarabı: Göreceğiniz üzere ada çok verimli değil, bu nedenle deniyor ki dışarıdan gelen üzümlerden de şarap yapılıyor. D.O.K.(*) olmayan bir şeyi bavula koyup kendinizi hamal etmeyin.
- Malta balı: Rivayete göre Malta'nın adı -adaya endemik arı ırklarının yaptığı gibi- Eski Yunan dilindeki "bal" kelimesinden geliyormuş. "EU ve EU dışı ballardan harmanlanmıştır" yazan baldan almamış olsak da aldığımız kavanozda ne olduğunu biz de bilmiyoruz.
- Malta peyniri: Salamurası yapılmış lor-ricotta benzeri bir peynir. Turla gittiğiniz yerde camembert fiyatına satılıyor olabilir, ederi o değil.
- Diğer malta gıdası: Hamur işlerindeki alkole-domuz yağı şeysine takılmadınız diye varsaysak bile paketlisinden alacağınız imqaret, tazesinden bambaşka birşey, para harcamayın. Öte yandan sıcak sıcak imqaret lezzetli bir şey, anasonlu ve hurmalı yapın afiyetle yiyin.
(*) Denominazzjoni ta’ Oriġini Kontrollata, İtalyan
DOC gibi birşey.