Yine yazıyorum yediğim birkaç yemekten genelleyerek:
Nasıl Japon mutfağının temeli pirinç ve Türk mutfağının temeli ekmek ise Amerikan mutfağının temeli buz. Evet, katı halde H2O parçacıkları, yanlış anlaşılma olmadı. Lokantada su bedava, ama bir dolu bardaktan yarım bardak sıvı çıkıyor. O yarım bardağı tükettikten sonra garson tekrar doldurduğunda çeyrek bardak sıvı oluyor bardakta. Boğazımız hala sağlam, maşşallah.
Filmlerde görülen ilgili ve samimi garson figürü gerçeğe oldukça yakın. Garson, yemeği getirdikten sonra bir daha gelip "Nasıl, beğendiniz mi?" diye tekrar sorarak bir kalite güvence sistemi bileşeni olarak da çalışıyor. Yemeklerin genelde çok tuzlu ve meşrubatın çok soğuk tutulması vasıtasıyla yemeği hazırlayan kesim, "müşteri odaklı" kaliteyi garanti altına alıyor; malzemeler bayat ve oranlar hatalı olabilir ama bol sirkeli sıcak sıvıyı çorba niyetine içip, tuzlu şeyi yiyip üstüne de buz gibi şeyi içiyorsunuz işte, birşey anlaşılmıyor.
Bunun bir istisnası, Reston'da gittiğimiz Tex-Mex mekan oldu. Garsonun önerisi üzerine üstteki gibi birşey aldık. Resim kötü ama anladınız sanırım; yeterince garnitürün yanında bol miktarda ızgara kırmızı et, tavuk ve bir de ıstakoz kuyruğu (evet, öyle) var. Öncesinde de bir cips ve peynir geldi; taze kızartılmış sıcak sıcak mısır cipsiydi. Şu yanda görülen şeyi yedim, artık paketten cips yiyemem sanırım, evde mısır unundan cips yapmayı deneyeceğim üç vakte. Toplamda, Türkiye'de bile bu boy ve performansta bir yemek için makul gelebilecek bir fiyat ödedik. İnsanın görüş açısını iki katına çıkaran bir yemek oldu. Evet, servis aldık.
Öte yandan, hesabı okurken dikkat etmekte fayda var. Bazı kalite kontrol süreci elemanları kendilerine bir hizmet bedeli biçiyorlar, büyük rakkamın içine bunu sokuyorlar. Bazı yerlerde ise böyle bir durum yok, ama gerçek bir servis alınıyor. Paranın üstünü bir kere istediğimizde "Bozuk paraya mı ihtiyacınız var?" sorusuyla karşılaştık. Kutu ayranınızı sizin için açıp yoktan servis var eden garson burada yok, ama anlamsız şeyler için anlamsız para isteyen garson var.
Amerikan süpermarketinde ise yok yok. Gittik gördük. Keşke bi seyyar elektrikli ocak getirip burada pişirseydik yemeklerimizi.
Nasıl Japon mutfağının temeli pirinç ve Türk mutfağının temeli ekmek ise Amerikan mutfağının temeli buz. Evet, katı halde H2O parçacıkları, yanlış anlaşılma olmadı. Lokantada su bedava, ama bir dolu bardaktan yarım bardak sıvı çıkıyor. O yarım bardağı tükettikten sonra garson tekrar doldurduğunda çeyrek bardak sıvı oluyor bardakta. Boğazımız hala sağlam, maşşallah.
Filmlerde görülen ilgili ve samimi garson figürü gerçeğe oldukça yakın. Garson, yemeği getirdikten sonra bir daha gelip "Nasıl, beğendiniz mi?" diye tekrar sorarak bir kalite güvence sistemi bileşeni olarak da çalışıyor. Yemeklerin genelde çok tuzlu ve meşrubatın çok soğuk tutulması vasıtasıyla yemeği hazırlayan kesim, "müşteri odaklı" kaliteyi garanti altına alıyor; malzemeler bayat ve oranlar hatalı olabilir ama bol sirkeli sıcak sıvıyı çorba niyetine içip, tuzlu şeyi yiyip üstüne de buz gibi şeyi içiyorsunuz işte, birşey anlaşılmıyor.
Bunun bir istisnası, Reston'da gittiğimiz Tex-Mex mekan oldu. Garsonun önerisi üzerine üstteki gibi birşey aldık. Resim kötü ama anladınız sanırım; yeterince garnitürün yanında bol miktarda ızgara kırmızı et, tavuk ve bir de ıstakoz kuyruğu (evet, öyle) var. Öncesinde de bir cips ve peynir geldi; taze kızartılmış sıcak sıcak mısır cipsiydi. Şu yanda görülen şeyi yedim, artık paketten cips yiyemem sanırım, evde mısır unundan cips yapmayı deneyeceğim üç vakte. Toplamda, Türkiye'de bile bu boy ve performansta bir yemek için makul gelebilecek bir fiyat ödedik. İnsanın görüş açısını iki katına çıkaran bir yemek oldu. Evet, servis aldık.
Öte yandan, hesabı okurken dikkat etmekte fayda var. Bazı kalite kontrol süreci elemanları kendilerine bir hizmet bedeli biçiyorlar, büyük rakkamın içine bunu sokuyorlar. Bazı yerlerde ise böyle bir durum yok, ama gerçek bir servis alınıyor. Paranın üstünü bir kere istediğimizde "Bozuk paraya mı ihtiyacınız var?" sorusuyla karşılaştık. Kutu ayranınızı sizin için açıp yoktan servis var eden garson burada yok, ama anlamsız şeyler için anlamsız para isteyen garson var.
Amerikan süpermarketinde ise yok yok. Gittik gördük. Keşke bi seyyar elektrikli ocak getirip burada pişirseydik yemeklerimizi.