2012-04-02

new york - devam





 Burası pahalı bir yer. Times Square yakınındaki Scientology kilisesinin iki yanındaki oteldeki İkibuçuk tek kişilik yatak büyüklüğündeki odamıza, East Hong Kong'daki fantastik odadan fazla ödedik diyeyim. "The city that never sleeps" aslında sizi uyutmamaya çalışan şehir anlamına geliyor. Horoz sesiyle mi uyanmayı bekliyorduk, hayır ama fore kazık makinesi de çok sert bir uyanma şekli.

Pahalılık restoranda ve müzede peşinizi bırakmıyor. Isınma ve tuvalet için bunlardan en az biri şart, çünkü ööyle umumi tuvalet yok etrafta. Ucuz lokantaların tuvaletleri de gayrisıhhi ötesi; mesela Times Square'deki sbarro'ya yemek için gidin ama tuvalet için gitmeyin. Böyle bir nedenle İlk günümüzde kişi başı onbeş dolara "tuvalete gitmek" durumunda kaldık.

Müzeler yirmi dolardan başlıyor. Sabredebilen arkadaşlar için her cuma akşamı MoMA beleş. Biz müze hakkımızı Metropolitan Müzesi'nde kullandık. Müze hakkımızı diyorum çünkü dünyanın her bir yerinden getirilmiş bu eserleri art arda görmek insan beynini çok yoruyor. Eski Yunan ve Roma dönemi bölümünü ve Orta Doğu bölümünü "biz bunları görmüşüzdür" diyerek baştan eledik. Avrupa sanatı kısmında çok oyalanmadık. Yine de Uzak Doğu bölümünü görecek enerjimiz kalmadı. Toplamda beş saat kadar müzede kalmışız, o yağmurlu günde insani ihtiyaçları karşılamak için en iyi yol oldu. Gezmekten ayaklarımız biraz ağrıdı ama olsun.

Müzeden çıkınca müzenin muhitinde yemek yerleri var, ancak biraz pahalı görünüyorlardı. Chinatown'a gittik bu nedenle. Plastik çubuk veren (evet tek kullanımlık tahta çubuk değil!) ve Kantonca konuşulan bir lokantada yemeğimizi yedik, ama bu bölgedeki tek böyle lokanta burası değildir diye düşünüyorum. Alışveriş için de mükemmel bir yer.

Diğer bir turistik mekan olan Özgürlük Anıtı'na giden teknelerin pazar günleri çalışmadığını söylüyordu wikitravel, biz de B planı olarak Staten Island feribotunu kullanarak gittik. Başka bir şekilde anıtın bulunduğu adaya ulaşım varmış, ama Staten Island feribotu gibi bedava olduğunu sanmıyorum. Alemin tek akıllısı da biz değilmişiz. Feribota mahşeri bir kalabalık bindi ve tekne sancak tarafına doğru eğimli bir şekilde yoluna devam etti. Mübağla falan yok arkadaşım, tekne (turistlerin anıtı izlemek için dışarı dizilmesi nedeniyle) yan yata yata gidiyor. İskeleye yanaşınca da güruhun büyük kısmı dönüş teknesine yöneldi.

Hiç yorum yok: