İşsel nedenlerle gittiğim ABD'nin tütünüyle bildiğimiz Virginia eyaletinin Reston kasabasından bildiriyorum. Kasaba dedim ama kasaba falan değil, belli bir arazideki evler ve şehir merkezi süsü verilmiş bir açık hava alışveriş merkezinden oluşuyor burası; belediyelik değil imiş. Yolları parkları "site yönetimi" tarafından toplanan paralarla yaptırıyorlarmış. Evler büyük, bulundukları muhitler Desparate Housewives dizisini hatırlatıyor. BarakHüseyin abinin rezidansının iki-üç blok ötesinde 'evsize bozuk para' nidaları yükselen ABD başşehrini gördükten sonra iyice bir gerçek dışı buldum bu kasabayı. Şu ana kadar gördüğüm diğer iki ABD şehri (DC ve Disneyland Paris) içinde en çok Disneyland Paris'e benziyor.
Şaka bir yana, burada bol miktarda bilişim firması var. Veritabancı, antivirüsçü, sayısal sertifikacı ve danışmanlıkçı, ana cadde üzerinde Apple store hesabı küçük dükkanlar değil; 10+ katlı merkezleri var hepsinin. Sanırım Washington yakını bu yerde devlet işleri için destek atıyorlar, geliştirme üssü olmayabilirler.
Şaka bir yana, burada bol miktarda bilişim firması var. Veritabancı, antivirüsçü, sayısal sertifikacı ve danışmanlıkçı, ana cadde üzerinde Apple store hesabı küçük dükkanlar değil; 10+ katlı merkezleri var hepsinin. Sanırım Washington yakını bu yerde devlet işleri için destek atıyorlar, geliştirme üssü olmayabilirler.
ABD, tarihsel nedenlerle uçak yolcusuna paranoid zulmeden bir ülkedir denir. Giderken, buna ülkesi sınırları dışında başladığını gördük. İstanbul'da iç hatlardan dış hatlara giderken biri "ABD, Kanada ve İngiltere'ye gidecek yolcular şuraya uğrasın" diye sesleniyor. Bu bankoda özel bir Türk şirketinin iki ayrı çalışanı "Niye gidiyorsunuz, vizeniz var mı, nerede kalacaksınız" tadında sorular soruyor. Aynı Türk şirketinin uçak kapısı önündeki iki ayrı çalışanı da soruları tekrarlıyor, "Bavulunuzdaki eşyalar sizin mi, bavulunuz hep gözünüzün önünde miydi?" diye soruyor. Evet, gözümüzün önündeydi, kimse birşey koymamıştır diye düşünüyoruz ve diyoruz. Fekat buraya gelirken açmışlar bavulumuzun birini, almaya değer birşey bulamamışlar neyse ki. Diğer bavul da kırılmış. (Öyle böyle değil, kenarı köşesi değil.) Giderken ne yaşayacağız bakalım. Hayırlısı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder