2006-06-21

buranın neleri meşhur?


Bugünümüzün konferansı kapattıktan sonrası alışverişle geçti. Finlandiya'nın bir alışveriş memleketi olmadığından birkaç yazı önce bahsetmiştim. Bugün bunu biraz daha açmak istiyorum.

Tahta: Fin ülkesi dört temel elementten mürekkep: toprak, su, hava ve tahta. Ülkenin gördüğümüz kısmının çoğu yeri -abartmıyorum, su terazisiyle ayarlanmış gibi- aynı yükseklikteki sık iğneyapraklı ağaçlar tarafından kaplandığı için tahta bol. Ne kadar işçilik geçirdiğine göre fiyatı çok değişen birşey; çok düzgün tahtadan fabrikasyon şeyler çok ucuzken tahtadan el işi şeyler inanılmayacak kadar pahalı. Örneğin, konferans konuşmacılarına da verdikleri el oyması motifsiz kupalar kırk euro civarında. Kupaları görseniz içinizde birşeyler cızz eder. Finlandiya herhalde PVC doğrama konusunda dünyanın en geri ülkelerinden birisi; her yerde istisnasız ağaç doğrama var, ancak bu doğramalar fabrikasyon ve Türkiye'de çok az yerde görebileceğimiz hassasiyette üretilmiş şeyler.

Ren geyiği boynuzu: Finlandiya'da sudan sonra en ucuz şey. Ren geyikleri yılda bir kez boynuz döktükleri için bol bulunabiliyor. Doğrudan boynuzdan yapılan şeylerin fiyatları oldukça ucuz, bu şeyler iyi birer Finlandiya hatırası da oluyorlar. Bunun dışındaki Fin hatırası olarak alınabilirler arasında tilkiden yapılma Davy Crockett şapkası, Muumi logolu eşyalar, yünlü şeyler de olduğunu gördük.

Patates: Eskimo dilinde karı belirten 24 ayrı kelime olduğu gibi bir şehir efsanesi vardır ya, Türkiye'deki marketlerde tazesi ve taze olmayanı olmak üzere en fazla iki çeşit olan patates burada 5-6 grup olarak satılıyor. Yemeklerde çok patates yediğimden midir bilmiyorum, cinsleri farklı mı diye sormak bile istemedim, uzaklaştım hemen.

Gıda: Domuz ucuz ama bize pek hitap etmiyor. İlk sabah yarı deneysel yarı yanlışlıkla yediğim az miktarı midemi çok kötü bozdu, sanırsam proteinlerine alışık değilim. Domuzun yanı sıra ayı ve elk (moose) eti de satılıyor konserve olarak. Ren geyiğinde böyle bir problem yok, abur cuburla aynı fiyata yüz gramlık paketlerde fümesini satıyorlar, muhteşem. Dünya kupasının yanında iyi gidiyor. Tabi bu bir Fin geleneği değil.

Deniz ürünleri: İlginç bir biçimde pahalı. Somonun kilosu Türkiye'dekinin iki katı. Tahminen ringa ve somon dışında hemen herşey dış kaynaklı.

Elektronik eşya: Herkesin tahminine uygun olarak buradaki herkeste -Fin kızılayı dağıtmış gibi- Nokia telefon var. Ancak, Türkiye ile fiyat farkı çok yok. Genelde fiyatlar Türkiye'den pahalı ya da Türkiye ile aynı. LCD televizyonlar, Hi-Fi ve Playstation oyunları biraz daha ucuz. PS2 oyunları taşımaya üşendirecek kadar farklı, Hi-Fi ve LCD televizyonlar ise fiyat farkına katlandıracak kadar ağır. Bu paragraftan da çıkarabileceğiniz gibi yüzbinlik Oulu'da iki Hi-Fi'cı var.

Şekil: Reklam panosu. Trafik yavaş olduğu için bilboard'a gerek yok zaten, böyle panolar yetiyor. Reklamı yapılan şey ise salmiakkili dondurma. Nasıl birşey olduğunu düşünmek bile istemiyorum.

3 yorum:

cmdrDoner dedi ki...

ek: salmiakki'nin ne olduğundan, insan davranışlarından bahsetmek de gerekiyor.

coming soon: "şapka" mevzuu.

Adsız dedi ki...

turan ya evliya çelebi 2006 tadını yaşatıyorsun bize. ama finlandiya'nin tahtalarından çok senin maceralarını merak ediyoz. belirtmeden geçemeyeceğim.

bir de neden elma...

cmdrDoner dedi ki...

Macera konusunda... abi buranın şöyle bir problemi var: Biz geldik geleli sadece bir ambulans sesi duyduk, bir polis arabası gördük, başka tekil polis de görmedik. İnsanlar bizi üzecek kadar sakin diyebilirim. Sadece görünüş gotik/dağıtık olabiliyor. Dışarıdan adam gelmese bunların işi harap.

Macera olarak adlandırılabilecek şeyler 2-3 dakikadan daha uzun sürmeyen şeyler, bunların bir kısmı user interface kaynaklı, God of War oyuncusu olduğumuz için biliyoruz tabi nasıl başa çıkacağımızı ;)

Türk Türk'ü buluyor işte her ortamda, bu insanların arasında da Türkle konuşma tercih ediliyor. Bu kadar büyük bir grup olacağını tahmin etmemiştim,tahminen Almanya ya da Avusturya'da daha az Türkçe konuşabileceğim :D

Bir de.. buranın okuyucu kitlesi bayaa geniş, kuzenlere anneye babaya iş arkadaşına atıldı. O nedenle biraz orta yollu yazılıyor yazılar.