2009-05-04

dubayy


Evet böyle yazıyor, harfleri okursanız.(دبيّ) Söylerken de -bizim dediğimiz gibi- Duba-i demiyorlar. İstanbul'dan, Dubai'den, Bangkok'dan ve Hong Kong'dan kalkışlardaki Dayyaran-al İmarat (طائرة الامارات) güvenlik filmlerinden ezberledim artık.


Dubai, geceleyin iz iz ışıklı yollar, yolların çevresinde ayakları parlak kare kare entegrelerden bir anakart gibi. Deniz suyunu arıtıp bahçe sulamalarının maliyetine empati kuramayan ama açık bırakılan lambaya demediğini bırakmayan halkım için uçaktan üstünde tek tük araç görünen uzun yolların ışıl ışıl olduğunu söyleyeyim.


Uzun ışıklı yollar dışında yürüyerek Dubai bir ütopya. Nereden biliyorum, denedim de ondan. Otobüsten inip Dubai Mall'a (ki kendisi upuzun Burj Dubai inşaatının yanındaki kocaman ötesi bir mall) yürüyerek gitme denemem oldu. Dubai Creek'e kadar yürüdüm, birşeyler görme ümidiyle, ancak pek karşılayamadım beklentilerimi. Eski şehir baya bir içerideymiş, oraya kadar yürümek için baya bir engeli aşmak gerekiyor. Öncelikle dev yollar var. Dubai'de tek şerit yol az. Bu yollar az yerde yayaya geçit veriyor. Yolların kenarındaki yerler, yayayı farklı yerlerden yürümeye mecbur edebiliyor. Yol nereden geçerse artık. Çok yerde petunyalar var, hoş kokulu, kuma dikilmiş. Çim ile bu petunyalar süslenmiş, büyük olasılıkla normal toprağa ekilip halı yapılmış çim bunlar. Çevrede bakım yapan işçiler dışında, şu iş gününde kaldırımdan yürüyen 1-2 kişi görebildim sadece. Akıllı işi değilmiş. İrem de arayınca taksiye binmek şart oldu. Taksiler, otobüs durağı dışında asla durmuyor. Otobüs durağı da çok bulunur birşey değil.


Kendi arabasıyla Abu Dabi'den gelen İrem'in anlattığına ve benim yaya olarak gördüklerime göre Dubai'de araba kullanmak da çok basit değil. Yol hızlı akıyor, herhangi bir an şerit değiştirmek için çok geç olabiliyor. Korna sesi bol bol duyuluyor.


"Ya okur, Dubayy'da üç dürlü insan vardır" diyeyim ilmihal dilinde. Birincisi, üstün ırk Emirlik kökenli olanlar. Genelde beyaz giyimli. Gümrükte ya da anormal durumlar dışında muhatap olmazsınız. İkinci tür turistlerdir, bunlar geçer gider. Üçüncüsü ise dışarıdan gelip burada çalışan insanlardır ki bunlar çeşit çeşittir. Geneli müslüman dünyadandır. Geldikleri yere, yeteneklerine ve çaresizlik katsayılarına bağlı olarak parya da olurlar, orta halli özel sektör çalışanı da. Bu arada, ticaret sektöründe de mal sahibi Emirati olsa da satıcı dışarıdan gelme adam olabiliyor.


-edit-

Dubai Mall büyük bir yer. Küçük parmakları su toplamış ayaklarıma daha bir büyük geldi. Herşey lüks değil, Dockers mağazası da var mesela. Kuyumcular çarşısında ufak bir kaybolma krizi yaşadık. Mall'dan havaalanına Pakistanlı şoförü olan Lexus bir taksiyle gittim. Her cümleye "this holy..." diye başlayanından. Yol uzun olduğu için bu şekilde çok cümle kurabildi, istatistiksel veri oluşturabilecek kadar çok.

-edit-


Bir kriz olarak uzdolabı magneti




Hong Kong'da güzel magnet bulmak için zorlanmıştım, zira adamların bir şekil benimsedikleri, dünyaya beğendirdikleri bir "şey"leri yok Causeway Bay-Admiralty muhitlerinin görüntüsü dışında. Ama neyse oldu, bulundu. Mong Kok ebadına yakın olan Dubai Duty Free'sinde bir yerde buzdolabı magneti var. Orada da yalandan birşeyler var, efemine deve figürleri falan, başka birşey diyemedim. E, düşününce doğal bunlar. Yok adamların bi numarası. Dışarıdan birilerini tutup izole binalar yaptırmışlar. Yan yana koyunca hakkat korkunç duruyor o binalar. Balık istifi Hong Kong'un bir uyumu vardı ya. Neyse almıyorum buzdolabı magneti. Buzdolabı magneti konusunda Dubai benim için artık bitmiştir. Bir daha da aramam.

İşin bizim toplum için zor olan kısmı, aramızda burayı bir örnek bir model sanan zavallıların bulunması. Gitsinler yerleşsinler Dubai'ye. Bizden uzak olsunlar.

Yandaki resim: Dubai Terminal 3 Duty free'si. Norman Foster tasarımı Terminal 3, bu eksende 1 km kadar uzanıyor. Diğer terminallerle beraber 2-2.5 km kadar sürüyor. Bina büyük, büyük olduğunu su toplamış ayaklarım çok iyi hissetti. Hong Kong'un havaalanı da oldukça iri, ancak insana zulmetmiyor.

Hiç yorum yok: