

Aşağıdaki yazıyı 2 Mayıs sabahı (HK saatiyle 09:00 gibi) yazdım.
Uçak yolculuğu biraz yıpratıcı oldu. Dubai'den sonraki kısımdan bahsediyorum. Dubai'den Bankgok'a, oradan da Hong Kong'a uçtum. Umman Körfezini geçtikten sonra hep bulut vardı, o nedenle Hindistan, Myanmar, Tayland, Laos ve Vietnam'ın bulutlarından başka birşey göremedim. Uçak yolcularına gelince.. Dubai'den sonra uçakta yetmiş iki buçuk millet vardı. Emirat insanı hosteslikle iştigale tenezzül etmediği içindir herhal, hostesler de çeşit çeşitti.
Hong Kong'a giriş için pasaport boyutundaki ufak bir formun doldurulmasından başka birşey gerekmiyor. Bu aralar domuz gribi salgını var, tüm havaalanları gibi Hong Kong havaalanı da paranoid moda geçmişti. Ona ilişkin formu da doldurup termal kameranın önünden geçince Hong Kong'la aramda birşey kalmadı.
Hong Kong'un çok iyi çalışan bir metro sistemi var. Çok karışık değil, ama bu keşmekeş şehir için ilaç gibi. Havaalanından üç gün limitsiz metro ve otobüslü, gidiş dönüş havalimanı biletli kartı 300 HKD (40 dolar kadar) almak mümkün. Havaalanı treninde kartı inerken basmak gibi bir sistem yapmışlar, girişte ceza mı yiyorum diye panik oldum.
Binalar ince uzun, uzanıyor gidiyor. Havaalanından şehir merkezine gelirken böyle ince uzun binalardan görmeye başlıyorsunuz. Şehire geldikçe daha da artıyor bunlar.
Otele yerleştikten sonra Nathan Road'dan kuzeye doğru bir yürüyüş yapıp geri döndüm.
Hong Kong (香港) adının İngilizce tercümesi "fragrant harbour" imiş. Evet Hong Kong kokuyor. Buram buram et suyuna sarmısaklı ve baharatlı Çin yemeği kokuyor. Guangzhou Wuyang'ın acılı ekşili çorbası gibi. Turist mekanı yerlerin yarısı kokuyor, abartmıyorum. Çin yemeğiyle aranız iyi değilse gelmeyin. Aman. Bir yandan düşününce de... Sizin eviniz de kereviz-karnabahar kokmuyor mu :P Bu da onun gibi birşey.
Çin yemeği derken, Çin yemeği de çeşit çeşit burada. Malezya Çin lokantası gördüm, Nathan Road'u kesen sokaklardan birinin üstünde, bir denemekte fayda var.
YMCA (şarkıdaki gibi) oteli Kowloon'un en güneyinde pek stratejik bir yerde. Kalmak için güzel bir yer, ucuza oda da var. Yıldızlı mı bi fikrim yok, ama Levent'in anlattığı NY oteli gibi değil, iyice. Odada incil var. Tuvalet Amerikan sistem (bkz:Slavoj Žižek)
Jet lag diyorduk.. Herhal yol çok yorucu geçince bünye kendini ayrıca bir sıfırladı. Şu an saat Türkiye'de 4, ama bende bir uyku emaresi yok. Gece uyumaya çalışırken zorlanmıştım ama vaktinde uyuyabildim.
Edit: Bu sırada oda kapısının altında gazetemi farkettim. Film işi bi sahne oldu:

Üstteki resim: Bangkok havaalanından bir tabela. Soldaki resim: Kowloon istasyonundan çıkınca görülen apartmanlar. İstanbul'a göç eden köylünün Haydarpaşa garı'ndan gördüğü şeyin benim için Hong Kong karşılığı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder