
Aşağıdaki günlük yazısı 23 Haziran'da Helsinki Vantaa havaalanında yazıldı. Ancak hafta sonundaki erişimsizlik nedeniyle bugüne sarktı. Takip edenlerden özür diliyor, Berlin-Tegel havaalanından okurlara selam ediyorum.
Sabahleyin otelden çıktık, önce bir Stockmann yapıp sonrasında da 19 numaralı otobüsle havaalanına gittik. Finlandiya'da alkollü içki satılmıyormuş markette, o nedenle Stockmann'ın hemen yanındaki Alko'ya gidip bir şişe Salmiakki aldım. Salmiakki'nin neden %35 olduğunu da sonunda anladım, zira %40 alkollüler %50 vergi ekiyle beraber satılıyor; duty free'de eu içi ve eu dışı fiyatları görünce aklım başıma geldi.
Helsinki Vantaa havalimanındayım. Burada önce Rıdvan abiyle bir miktar gezindik, duty free'leri dolaştık. Şişe suyun dışarıda 25 kuruş, İstanbul havalimanında 2 YTL olduğu Türkiye'nin tersine Finlandiya'da herşey her yerde aynı fiyata; şişe su her yerde 1 euro, bir kutu Fazer mint her yerde 5 euro. Muhteşem birşey. İnsanlar hiçbir yere gizli gizli yiyecek taşımıyor.
Barış'a telefon numarası atacak kadar bir Internet bağlantısı aldım, bağlantının saati 4, günlüğü 8 euro. Bilseydim günlük alırdım, bir süre daha buradayım. Air Berlin uçağı yarım saat rötarlı, başka birkaç uçak da rötarlı. Wikipedia'ya bakarsanız da Vantaa AB'deki en dakik havalimanı seçilmiş. Pehhh. Internet de bitince bir daha almak istemedim, nasıl olsa böyle bir çevrimdışı gereksinimi olacak dedim, başladım yazmaya. Uygun zamanda yazıyı yerine atacağım.
Bileti almak için de bir miktar macera yaşadım. Bu uçak dünyasındaki iki biletliliği anlayabilmiş değilim (bilet ve boarding pass denen şeyler), havaalanından çıkıp tekrar boarding pass almam gerekti, bunu da biraz geç farkettim. Neyse ki herşey pürüzsüzce halloldu, sanırsam bagaj için de ekstra fiyat almadılar. Konferans proceeding'lerini de koyunca 20 kilo üstü oldu, bunun için para alacakları yazıyor, Ankara'da bavulum 15 kilonun altındaydı. Tuhaf.
Uçakta yemek olmadığı için Stockmann'dan yiyecek birşeyler bakındım, bir balıklı ekmek aldım. Finliler lembas yapmış ya, içinde dün yediğimiz hamsinin ufağı tatlı su balıklarından var, dışı da çavdar ekmeği. Bunlar közde pişmiş. İki sene önce Türkiye'ye geldiğinde Kathrin bizim ekmeklerin biraz kof olduğunu söylemişti, buranın ekmekleriyle karşılaştırınca bizim en kutsal gıdamız ekmeğimiz çok zayıf kalıyor.
1 yorum:
aldin yani salmiakki
inatci seniiii.
devrim im ben evet.
ben gelmedim boyle oldunuz iste.
Yorum Gönder